22 Mayıs 2014 Perşembe


 

BELKİ "PEKİ" BİZİM "SONSUZA DEK" İMİZ OLUR...

        Az önce bitirdiğim bu kitap hakkında sayısız methiyeler düzebilirim.Ancak tek söyleyebileceğim şey, bir solukta okuduğum ve okuduğum her dakika gözümün kenarında biriken bir damla yaşın her seferinde beni şaşırtmadan kendini bırakıvermesidir.Evet, ne yalan söyleyeyim beni ağlatabilen kitapları garip bir biçimde seviyorum.Tıpkı bu kitap gibi...Çevirdiğim her bir sayfada beni neyin beklediğini kestiremedim. "Daha fazla mı ağlayacağım acaba?, "Yoksa bu iki insan hayatın acımasızlığını yenerek hayalini kurdukları yaşama kavuşabilecekler mi?" dedim, durdum.Ama sonu istediğim gibi bitmedi maalesef.Zaten hangi kitabın sonu istediğimiz gibi biter ki, değil mi?...Yazarın karakterler yolu ile olsa da kitapta bahsi geçen "Görkemli Izdırap"ın sonunu eleştirmesi, benim "Hah, bu demek oluyor ki hikayenin sonunda kime, ne olacak hepsini ayrıntılı bir biçimde öğreneceğiz." dememe sebep olmuştu.Ama Hazel'e tam olarak ne olduğunu öğrenememem beni yaraladı sayın John Green, bilin istedim:)...Fakat kitabı kapattığım anda, bu kadar içten duygular barındıran ve hayata dair fark edemediğimiz küçücük kıpırtıları hissettirebilen bir hikayeye tanık olduğum için kızgınlığım hemen geçti:)...Neyse okumanızı tavsiye ettiğim bu kitap hakkında lafı çok uzatmayayım ve sanırım onu en iyi özetleyen bir kaç cümleyle sözlerime son vereyim;Yıldızların hastalık ile sağlık, ölüm ile yaşam arasına çektiği ince çizgide gidip gelen iki gencin, sayılı günlerinde sonsuzluğu bulma çabası...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder